İki hafta öncesinden havaların Ankara'yı ilk yakmaya başladığı günlerden kalma bir gezinti aslında bu. O gün öğlen 2'ye kadar evden bir türlü çıkamamış, bruncha mı gitsek napsak derken aç kalmıştık ;)) Saat de geç olunca artık bi Gölbaşı yapalım, göl kenarında manzaraya nazır temiz hava alıp orada yiyelim bari demiştik. O gün Mogan Gölü tesislerine ben ilk defa gittim, çok da sevdim. Herkesin ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede bir tesis yapmışlar; cafeler, piknik alanları, tenis kortu, basketbol & futbol sahaları, oyun alanları gibi çeşitli ilgi alanlarını düşünmüşler...
Biz de o gün cafelerden birinde semaver çay eşliğinde gözlemeleri denedik bir bir; peynirlisi şöyleymiş, kıymalısı böyleymiş derken iyi de yemişiz anlayacağınız ;))) Sonrasında da uzuuuuun bir kıyı yürüyüşü yaptık ama yediklerimiz yakmadan olmaz...
Buarada bal kaymağıma fotoğraf çektirmek ölüm diyebilirim, bin naz bin laf ederken ben de böyle garip pozlar veriyorum haliyle.
Neler giymişim onlara bakacak olursak; hafta içi belirli kurallar dahilinde giyinmek zorunda olan biri olarak canımın istediği gibi salaş, kokoş veya spor ancak hafta sonları giyinebiliyorum haliyle...
Tunik..........................İhraç fazlası satan bir mağazadan
Salaş pantolon..............Kızılay'da bir mağazadan
Atlet........................................Mango
Çanta............Jacquline (Son zamanlarda taktım bu çantaya)
Sandaletler..........................Shoetek
Gözlük...................................Rayban
Kolye...........................Annemin hediyesi