30 Nisan 2011 Cumartesi

CUMARTESi SEFASI

Evimin karşısındaki Göksu Park'ın nasıl bir güzellik olduğunu çoğu zaman unutuyorum. Ama aslında spor yapmak, çimlere yayılmak, kahvaltı etmek, piknik yapmak gibi birçok etkinliği yapabileceğiniz bir yer.
Geçtiğimiz haftasonu ben de çektim eşofmanlarımı, aldım kahvemi ve kitabımı, Göksu'da biraz sefa yapmaya gittim. Göle karşı misss gibi çimen kokuları içerisinde okudum kitabımı. Temiz hava, ucundan azıcık güneş ve ev yapımı Starbucks kahvemle huzur dolu ve detoks etkisinde bir gün oldu benim için.
Tavsiye edilir, kesinlikle arada kendinizi dinlemek ve yenilenmek için yapmalısınız canlar ;))
Musmutlu haftasonlarınız olsun, ben şimdi dışarıdaki güneşle ısınmaya gidiyorum ciaooo :))






29 Nisan 2011 Cuma

ŞİRİN ÇORAP, ŞİRİN BABET, ŞİRİN GÖZLÜK

Selam şekerler, ne zamandır bugün ne giydim postu yapamıyorum. Malum fotoğraf çekecek biri veya çekilecek yer lazım. Bu kadar boş zamanın içinde ben deniz üşengeç insan da evde yaydıkça yayıyorum malum ;))
Dün artık zoraki bi iş bulup attım kendimi dışarı, hazır güneş de varken bir güzel gezerim diyordum kiiii birden şapır şupur yağmur yağmaya başlamaz mı... Benim ayağımda da yerle bir babetler varki, sormayın halimi. Ayy bir de ilk defa bir devlet dairesinde işimi oraya git, buraya gel demeden 15 dk. içinde hallettim. Hem de çok kalabalık olmasına rağmen. Şaştım ve pek de sevindim tabii :))
Gözlüklerimi yurtdışından alışveriş yasağına kapılmamışken fiyonk detayına vurulup almıştım. Sezonluk araba gözlüğü yaptım :))

Bu çoraplarımı çok sevdim, o kadar tatlılar kii her şeyin içine giyesim geliyor. Yalnız bunları Penti'nin çocuk reyonundan aldım aramızda kalsın ;))

Yelek.................................Gojane
Hırka...............................Bershka
Tshirt.....................................LCW
Ayakkabı..............................Koton
Çorap.....................................Penti
Gözlük............................NewLook
Kolye, küpe..............Amerika'dan


28 Nisan 2011 Perşembe

OJELERLE MAKYAJ YAPMAK MI?

Tamam tamam henüz o kadar şaşırmadım ;)) Kendime değil, kağıttan bir maskeye yaptım ojelerle makyajı. Amacım hem istediğim gibi bir maske tasarlamak, hem de evdeki kullanmadığım ojeleri değelendirmekti.
Yalnız ojelerle kağıt yüzeye boyama yapmak çok zormuş belirtmek isterim. Hem fırça minicik, hem de aynı yüzeyi en az 3 kat boyamak gerekiyor. Bu maske benim 4 saatime falan mal oldu, dün akşam dizi izlerken boyadım da boyadım, sonra da resmen oje kokusundan kafayı buldum ;))

Evet, nasıl buldunuz ilk denememi? Oje fırçalarının ucu ince olmadığı için fazla desen çalışamadım, ama artık bir daha çalışmaya :))
Kağıt maskeyi nerden bulduğumu merak eden varsa da tık tık...

26 Nisan 2011 Salı

ÖRGÜ ELBİSE

LeAnn Rimes'ın bu muhteşem örgü elbisesi önümüzdeki günlerin trend habercisi gibi adeta.
Evet evet yanlış duymadınız, bir zamanlar severek giydiğimiz yazlık örgülerimizi gün ışığına çıkarma zamanıdır. Elbiseler, tunikler, etekler ve hatta bikinilerde bile örgüleri göreceğiz bu yaz. Ehh hadi bakalım hamarat hanımlar şişleri, tığları çalıştırma zamanıdır.

25 Nisan 2011 Pazartesi

PIN UP NAIL ART

Ojeler benim kozmetik dünyamın vazgeçilmezidir. Hatta oje sürmezsem parmaklarımı bir garip hissederim, hiçbir şeyi tutamam. Bu hastalığım yüzünden de olur olmaz her yerde oje sürmüşlüğüm vardır (Hatta bünye o kadar kanıksadı ki, hareket halindeki arabada dahi oje sürebiliyorum artık) :))
Vaktimin bol olduğu zamanlarda da ojelerimin üzerine desenler çizip onları değiştirmeye bayılırım. Bu sefer de üşenmedim sezonun favori trendlerinden olan puantiyeyi tırnaklarıma uyguladım. En sevdiğim fuşya pembem olan 71 nolu Pastel'in üzerine Flormar Nail Art ile damlacıklar yaptım. Buyrun size Pin Up Girl olmanın en kolay yollarından biri ;))


Bu mercan rengi ojemi de geçen gün Watsons'da keşfettim. 91 nolu Maybelline. Punky Orange diye adlandırılmış ama bence çok hoş, soft bir mercan rengi.

22 Nisan 2011 Cuma

EN GÜZEL FESTİVAL STİLİ

Ünü tüm dünyayı saran Coachella Festivali'nde bu yılın enn renkli, enn neşeli, enn vintage, enn değişik ve ennn güzel stili ödülünü Dita Von Teese'e veriyorum ;))
Nasıl, hak etmiyor mu sizce de?

21 Nisan 2011 Perşembe

PASTEL JEANLER

Pastel renklere bayılıyorum. Pudra pembeler, bebek mavileri aklımı başımdan alıyor resmen. Bu bahar ve yaz sezonunda çeşitli markalarda sıkça karşımıza çıkacak renkli jeanler de benim bu sevgimi depreştirecek gibi görünüyor.
Şu sıralar zaten ben de toz pembe bir jean arayışındayım, ama her yerde gördüğümüz skinnylerden olmayacak, ispanyol paça istiyorum ben.

Ünlü jean markası J Brand de bu sezon pastel renklerde birbirinden güzel skinny ve kapriler yapmış. Yukarıda gördüğünüz renklerin hepsine ayrı ayrı bayıldım ben. J Brand olmasa da pastel tonlardaki jeanlerden bu sezon mutlaka edinmeli ve tercihen topuklularınızla ortalarda salınmalısınız derim ;))

KIRMIZININ YÜKSELİŞİ

Bu sezon kırmızıda önlenemez bir yükseliş söz konusu hanımlar. Kırmızı halı, açılış ve davetlerde Hollywood ünlülerinin üzerinde sıkça gördüğümüz kırmızıyı siz de bu yaz katılacağınız düğün, nişan, mezuniyet gibi özel günlerinizde rahatça kullanabilirsiniz.

Ama tek şart var; hediye paketine dönüşmeden zarif seçimler yapmalısınız.

Ayrıca benden kırzımı elbise kombinleriyle ilgili bir de tüyo gelsin size. Giydiğiniz kırmızı elbiseyi nude, bakır yahut şarabi bordo bir ayakkabıyla tamamlayın. Siyah, altın ya da gümüş ayakkabı kullanmak gibi bir gaflete düşmeyin derim.



19 Nisan 2011 Salı

SON GÜNLER, KAYIP ZAMANLAR

An itibariyle durum raporum aşağıdaki gibidir, kaç gündür neden yokum, nerelerdeyim hemen özetleyeyim canlar ;))

1 Nisan itibariyle istifa ettim, geçen haftadan itibaren de evdeyim, öğlenlere kadar uyuyup kendimi dinliyorum. İnsanın kendine bir şey katmayan, sadece ödev gibi gidip geldiği bir işinin olması bence ölümcül bir şey. Tüm enerjini alan, canını sıkan, seni hayata ve emellerine karşı isteksizleştiren...
Dışarı çıkıp evimin karşısındaki gölde yürüyüş yapıyorum.
Elimde Patti Smith'in Çoluk Çocuk adlı eseri, tam da hayatımın sanatla iç içe geçmiş bu döneminde iki New York'lu sanatçının ilginç yaşam öykülerini okuyorum.
Hala kendime adam akıllı bir atölye oluşturamadığım için yaşam alanımızın tam da ortasına döküyorum malzemelerimi, kesiyorum, dikiyorum, yapıştırıyorum... Özellikle küpelere sardım bu aralar, birrrr sürü yeni aksesuar yapıyorum.
Kendimi iyi hissetmiyorsam eğer, battaniyemi çekip üzerime, akşama kadar TV'nin karşısında pinekliyorum.
Müziği, sevdiğim ezgileri içimde daha iyi duyabiliyorum. En sevdiğim müzik ve dans türlerinden Flamenko'yu ODTU 12. Sanat Festivali'nde Mavi Siyah Flamenko Topluluğu'ndan dinleme ve izleme fırsatı buldum, kulaklarım hala o muhteşem İspanyol ezgileriyle çınlıyor...
Düşünüyorum, kendi geleceğim için doğru kararlar vermeye çalışıyorum.

Ehh işte böyle sevgili izleyenlerim, bu aralar ben de durumlar budur, anlatın bakalım sizde ne var ne yok, özlediniz mi beni? ;))

8 Nisan 2011 Cuma

İLGİNÇ AYAKKABI SAKLAMA ÇÖZÜMLERİ

Benim gibi siz de ayakkabılarınızın hiçbiriyle vedalaşamıyor, sonrasında da dolaplarlarda üst üste yığılmalarından mı yakınıyorsunuz? Hatta bazı ayakkabılarınızı yıllarca kutusunda unutup sonrasında gıcır gıcır ama modası geçmiş olduklarında, gizlendikleri yerde bulup hüzünleniyor musunuz? O zaman onları daha farklı çözümlerle saklamak lazım diyorum.

Mesela evinizin bir duvarına mağaza rafları gibi açık usül sıra sıra raflar yaptırabilir, ya da ayakkabı dolabınızı marangozunuzun yardımıyla minik kutucukları olan çok sayıda ayakkabıyı alabilecek bir dolaba dönüştürebilirsiniz ;))







4 Nisan 2011 Pazartesi

FONKSİYON TERAPİ'YLE BLOGGER BULUŞMASI

Bir haftasonu.

Yer Patile.

Katılımcılar; Fonksiyon Terapi kurucusu Elif Hn., Ankara Events'den Başak Hn. ve birbirinden sıcak, birbirinden tatlı bloggerlar.

Sohbet konusu; Sağlıklı Yaşam Hareketi.

Fonksiyon Terapi'nin kurucusu Elif Özkaleli Vardar bir manuel fizyoterapi uzmanı, hem de alanının Türkiye'deki öncüsü ve sayılı isimlerinden. Yıllardır verdikleri hizmeti bu yıl itibariyle sosyal medyayı da arkalarına alarak geliştirmek istiyorlar. Halkı bilinçlendirmek, insanlara doğru bildikleri yanlışlıkları öğretmek misyonları olmuş durumda. Biz sektörün dışında bireyler olarak Elif Hanım'la yağtığımız sohbet sonrasında bedenimize hiç sahip çıkmadığımızın ve doğrularımızın bize zarar vermekten öteye geçmeyen yanlışlar olduğunun farkına vardık. Size en ufak bir örnek; mesela her gün spor olsun diye işe yürüyerek gidip geliyorsunuz. Ama bunu yaparken dahi dikkat etmeniz gereken hususlar var. Öncelikle ayakkabınız bu yürüyüş için uygun mu? Yürüdüğünüz zemin yumuşak mı? gibi... Eğer bu gibi faktörlere dikkat etmezseniz spor/hareket olsun diye yaptığınız günlük yürüyüşler ileride en büyük düşmanınız olacak. Ayrıca Elif Hn.'ın en çok dikkat çektiği konulardan biri de; bireylerin kendi vücuduna uygun sporu yapması. Sadece spor yapıyor olmak yetmiyor yani. Yanlış yapılan spor, büyük hasarlara sebep olabiliyor. Bunun için de terapi merkezlerinin alt katını Egzersiz Club olarak tasarlamışlar. Orada eğitmenler sizin vücudunuzu değerlendirip, size hangi sporu ne şekilde yapmalısınız bunu öğretiyorlar. Bu benim en büyük eksiğim mesela, hangi sporu yapacağımı bilemediğimden yıllardır girişimlerim hep sonuçsuz kalmıştır. Sohbetimiz boyunca Patile'nin zevkli ve lezzetli kahvaltılıklarıyla hem gözümüze hem midemize hitap edildi. Doğrusu benim gibi tat duyusuna fazlasıyla aşık bir insan daha ne ister? Kahvaltı güzel, sohbet süper, insanlarsa birbirinden özel...
Ankara Events'in kurucusu Başak Temel'in (en sağda) gülüşüne hayran kaldım. İkiz annesi olamayacak kadar da güzel ve tatlı bir bayan. Etkinliğe katılan bloggerları merak ediyorsanız eğer, sizi hemen aşağıya alalım ;))


Ankaralı bloggerlar için çok zevkli bir etkinlik oldu. Hem birbirimizi tanımış, hem de çooook faydalı bilgilerle donanmış olduk. Fonksiyon Terapi Elif Hanım'a ve bizlerin biraraya gelmesini sağlayan Ankara Events Başak Temel'e teşekkürler. Blogger etkinliklerinin artarak Ankara için farkındalık yaratması dileğimle...

Sevgiler!

Love youuuuu... ;))