20 Mayıs 2012 Pazar

ÇİLEKLİ WAFFLE PASTA

Tamamen kendi uydurukçuluğum sonucu ortaya çıktı bu pasta. Waffle yapmak bana çok pratik geldiği için sık sık waffle'lı tarifler deniyorum bu aralar :))
Bu pastayı yapmak için de (Tefal waffle makinesinde) 2 tane birleşik waffle, hindistan cevizli puding ve en güzel mevsim meyvesi çilek kullandım. Pudingin çeşidi ve meyve isteğe göre değişebilir, hatta servis esnasında dondurma da eklenebilir. Ama ben waffle'a en çok çileği yakıştırıyorum.
(Az buçuk mutfakla ilgili herkesin yapabileceğini düşünüyorum ama ayrıntılı tarif isteyen olursa yazarım.)

Hadi bakalım bi koşu siz de yapın, Pazar keyfinize keyif katın ;))

11 Mayıs 2012 Cuma

ORIFLAME SEVDİCEKLERİM

Ben bloğumda genelde sevdiğim, ilginç bulduğum şeyleri paylaşmayı tercih ediyorum. Kimi zaman bir kıyafet, bir aksesuar olabilirken bu, kimi zamansa seyahat, yeme içme oluyor. Tabii bu sıralar zaten çok yazamadığımdan kişisel bir bloğa dönüşmüş durumda burası farkındayım :))

Yapan arkadaşlara saygım var ama her gün 'ne giydim' postu yapmak/okumak da pek hoşuma gitmiyor benim. Ayrıca bazı insanlarda yanlış bir kanı oluşmuş buna da değinmek istiyorum canlar. Moda/stil bloğu yazanlar illaki zengin insanlar olmalı, bir moda editörü kadar kitabi bilgiye sahip olmalı, hep moda dergilerinden fırlamış gibi giyinmeli diye düşünen, standart markalardan giyindiğimizi görünce laf sokuşturmaya çalışan kimseler var blog camiasında. Benim umurumda mı şahsen değil, çünkü ben bu bloğu tamamen zevk için tutuyorum ve beğenmeyen de okumama özgürlüğüne sahip.

Neyse gelelim esas konumuza :)) Oriflame markasını üniversiteye başladığım zamandan beri bilir, kullanırım. Tabi sevmediğim ürünleri de mevcut ama bana muadillerinden daha sempatik gelen bir markadır. 
Oriflame'den yıllardır severek kullandığm, bittikçe yenisini aldığım bazı ürünleri sizlerle paylaşmak istiyorum.  

1. Volare Parfümlü Vücut Pudrası: Özellikle yaz aylarında kullanırım. Terlemeyi engelleyip, cildi pürüzsüzleştiriyor, üstelik kokusu da pek şukela ;))
2. Milk & Honey Vücut Kremi: Çok hafif, ciltte hiç ağırlaştırıcı etki bırakmayan bir krem. Kuru cilt tipi için bile yeterli olabiliyor. Bal özlü kokusunu çok seviyorum.
3. Peach Melba Gloss Booster: Benim için ruj ve gloss'ların kokusu çok mühimdir. Kaliteli birçok markayı dahi kokusu itibariyle kullanamayıp kenarda bekletmişliğim vardır :( Ama bu şeftali kokulu gloss beni hiç rahatsız etmiyor, üstelik dudakta da dolgunlaştırıcı etki yapıyor ;))
4. Avon Planet Spa Pürüzsüzleştirici Soyulan Yüz Maskesi: 2 haftada bir falan uyguluyorum (ya da aklıma ne zaman gelirse), cildimi rahatlatıyor. En çok soyma işlemini seviyorum :D (Bu arada ben bu maskeyi de Oriflame zannediyordum, o nedenle kendisi burada :)) Avon olduğunu söyleyip beni uyandıran arkadaşa teşekkürler.)

9 Mayıs 2012 Çarşamba

BURASI CENNET OLABİLİR Mİ?

Selam canlar, cennette miyim diye düşündüren Trabzon seyahati sonrası karşınızdayım. Ancak şimdiden uyarayım diyette olanları gıcık edebilir bu bol fotolu post ;))

Trabzon'un en sevdiğim yanı, o enfes yemekleri oldu. Zaten gitmeden önce biraz araştırma yapmış, özellikle yemek istediklerimin listesini yapmıştım :D Ehh fırsat buldukça da bir bir denedim o güzellikleri. Bir tek Kalkanoğlu pilavını yiyemedim, ona zaman kalmadı artık :((

İlk olarak Hamsiköy sütlacı! Tam benim sevdiğim kıvamda, üstünde tepeleme kavrulmuş fındık... Şu an bu satırları yazarken bile ağzım sulanmış durumda :P 
Bu güzel sütlacı Zigana'dan dönerken Katib'in Yeri'nde yedik. Tabii öncesinde de enfes mangalde et. 



Sümela'dan aşağı inerken ise kuymak kuymak diye ağlayan bünyelere dayanamayıp bir kır bahçesine girdik, tabii yağmur yağdığı için içeride oturduk. Köy ekmeklerini bana bana yediğimiz kuymağın ilk halini fotoğraflayamadım. Yiyecekler hep o kadar güzeldi ki ancak biraz yedikten sonra aklıma geliyordu fotosunu çekmek :))



 Yollarımız hep yemyeşil, (neredeyse) hep yağmurluydu. 
Zaten bu yağmur olayını düşünemediğim için bavulumu çok yanlış hazırlamışım giderken. Resmen yazlık tshirtler, salaş elbiseler falan götürmüştüm yanımda. Bu yüzden hep aynı kıyafetler, sorry ;))


Sıra Fevzi Hoca'da balık yemede tabii, buralara gelip bir mezgit yemeden olur mu hiç!
Fevzi Hoca'nın balkon tarafından manzarası. Hava ne kadar kapalı olsa da deniz havası almak istiyoruz.



 Trabzon'da sanırım her mekanda önden kaygana geliyor. Ben çok sevdim tadını, otlu omlete benziyor :)


Misss gibi mezgit ve barbun. Fevzi Hoca'dan daha iyisini beklesem de tadı tatmin edici.


Ve altın vuruş olarak çay yanında laz böreği. 


Kendimi kaptırıp foto çekmek aklıma dahi gelmese de ilk akşam gittiğimiz Nihat Usta (Forum Trabzon)'daki lezzetler bence (kaygana, balık ve laz böreği) en iyileriydi. Hele o levrek buğulama yok mu? Ben buğulama balık pek sevmezken, o levreği hayatımda yediğim en iyi balıklar listesine alabilirim ;))

Son olarak ise Edward's Coffee. Trabzon'da ne alaka diyebilirsiniz tabii ama buranın özelliği Ankara'da da olmasına rağmen hiç uğramadığım bir mekan olması. Ozzy'im filtre kahvesini çok başarılı bulmasa da, ben beyaz çikolatalı mocha'yı sevdim :)